çekip gitmenin faydasızlığı



Spotify’dan devamlı yeni müzikler keşfetmek, sürekli kitap okumak ve şekersiz hiç bir şeyin olamayacağını düşünürken en sert kahveleri bile şekersiz içmeye alışmak..

ve sabah yatış 5.30.. mütemadiyen her gün.

Bir uykusuzluk hali değil, derinden sıkılma. Buradan gitmenin buna bir çözüm olmayışından bunalma.

Her şeyden derler ya. Evet her şeyden.

13,5 milyar yıllık evrende, bu hükümete denk gelmek de cabası. durum çok vahim..

    Kendini bir hamağa atıp, kulağında kulaklığın, elinde yarısına geldiğin kitabın, sırtında o kare kare izlerin çıkmasını zevkle yaşamak gibi, şu en lüks gördüğümüz huzur arayışımız bizi bunalımlardan kurtaracak gibi mi? 

    Kimseye tahammül gösteremediğimiz, kavgaya, küsmeye, cinayete ya da olur olmadık yanlış şeyleri yapmaya teşne olduğumuz aşikârlığını da bir kenara atmayalım.


Gerçekten sevilmeye, mantıklı bireyler olduğumuzu (tüm çevremizin) hissetmeye, insanî değerleri en üst seviyede (onurlu bir japon gibi) gerçekten yaşamaya, bir hayvanı severken her şeyi unutmaya ihtiyacımızın da çıktısını alıp astık şimdi duvara.. 

   Yapılacaklar, fikirler, hayaller, umutlar, gelecek plânları bitmez belki ama hep bir ideal hayat hayalimiz aklımızın bir yerlerinde duruyor.




Bir yılbaşı arifesinde yazdığım ne yapmalı, ne yapmamalı listemden eser yok. halen duruyor plânlar halinde. 


/42 adımda Bi'şey Yapmalı Listesi/


Yüzümüzü güldüren, içimizi hüzün basan mutluluk, mutsuzluk listesi de burada.. 
mutlu listenin, mutsuzlukları tokatlaması gerekiyordu oysa.




Ne Der
Holstee Manifestosu 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...