bir puzzle bin nasihatten iyidir

    
fiş almazsan daha ucuz (:
    yukarıdaki tweet'i, "belki de artık bir yapboz'un üstesinden gelebilirim ve makus puzzle talihimi altın harflerle(!) tarihe gömüp, 260 parça ile (biliyorum ayıp bana) taçlandırırım" girişimi sonrasında, yine yapamayıp,  "eeeeaaagghhh" diyerek kutusuna kaldırdığım "Mutluluğun Resmi" 'nin ardından yazdım... gerçekten olmayınca olmuyor... insanın içinde olacak bu beceri...

...

"bir nevi uyuşturucu bu, bir nevi antidepresan." dedikleri, 'zaman öldürme parçaları birliği', 'beyin deşarj icadı' puzzle'ı bir tek,  bitmiş halini şaşkınlık ve hayranlıkla seyrederken sevdiğimi farkettim...
    en yakınımda, puzzle tutkunu, sevdiceğim *3 insanın, git gide zorlu aşamalara geçişlerini imrenerek seyrederken, (250 parçadan, 3000 li 5000 li parçalara varan macera serüveni) beceriksizliğimi, "nereden başlayacağımı tam kestiremiyorum" bahanesi altından gerçekten sıyırıp, açık açık "bilmiyorum, bilemiyorum" diyerek de afişe etmekten çekinmiyorum artık...

yapamıyorum belli ki... aşağıdaki ilk ve -muhtemelen- son puzzle'ı da (üstelik sadece 260 parça) yapmayı beceremeden tekrar kutusuna kaldırmış olmam da beni benden, sizi sizden almış olabilir...

biz bize, kim buna gelsin...

neden orada olduğunu bilmediğim zamanlardan biri bu... tam anlayamadığım halinin, pişmanlık mı, pişkinlik mi olduğuna karar veremediğim o ince çizgisinde, kaçamak dövüşlerinin tam da en hararetli akşamüstüsü. sesin aslında o kadar da sıkkın değilken, nasıl oluyor da ben, bu denli hak vermeye çalışır buldum bir anda kendimi bilemedim...

......ve sen dedin oldu galiba...

sen, bu iki kişilik düşünceleri, hep bir cümlelik, hem de tek kişilik tedirginliklerin içinden çıkartmaya çabalarken, üşengeçliğine değinemediğimiz vakitsizlikler yaşadık... hak vermek adettense, adet yerini buldu şimdi...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...