iki odalı teras katım


     boş bir ev eskiden sorun olmazdı. evim huzurumdu, dinginliğimdi... karmaşamı, içimdeki o büyük kargaşamı, kapısından girdiğimde bitirdiğim yer olurdu burası. hoşuma giderdi sakin, sessiz kalabildiğim zamanlarda bu iki odalı teras katım. canımı sıkan en küçük detay olduğu için, az rutubetine tebessüm bile ederdim...

     anlamını sonradan değil aslında, tam da o anda gayet net bilirdim... birden gelen o iç huzurumun anlamını...  evimi huzurlu yapanın, taze çekilmiş bir fincan filtre kahveyi, miyazaki'nin ponyo'sunu, yotsuba'nın danbo'sunu sevdirenden ötürü olduğunu bilirdim... (uzun bir listeyi özetlemek gayet zor)

     ama şimdi başa çıkmak gereken bir şeymiş gibi geliyor... boş bir ev eskiden sorun olmazdı evet... farkındayım...

sen bunu anlayamayabilirsin mesela.
ben de henüz anlayamadım zira...

"hayatta bazı şeylerin neden olduğunu asla anlayamayız" 

olmaz mı? olabilir

   her çıkmaza girdiğimiz an, bir mantıklı son(!) bize uzaklardan göz kırpmıştır hep. ya o bizi ele geçirecek ya da biz onu iyice bir dizginleyeceğiz. bunun sonu henüz gençliğinin ortasında aklı başından uzak kalması insanın.

şimdi aradaki o muazzam boşluğu kapatma çabasındayız. epey uzun bir vakit ve tüm bu sürece yetecek kadar geniş bir sabır ve inanç beklentisindeyiz...

önce bir derin nefes, sonra dinginliğe güzel bir adım.
olmaz mı? olabilir...





nerede, ne zaman, nasıl?

 nerede yaşadığımız, nasıl yaşlandığımız mühim değil galiba. kollarını iki yana açtığında sarılabileceğin ilk kişi, halen sesini duymaktan büyük keyif aldığın, habersiz kaldığında huzursuz olduğun, senin için o müthiş adam ya da kadınsa bekleme... harekete geç...

     düzeltmeye çalışma ama olması gerektiği gibi olmak için de çabala... ama bu "karşındakini değiştiremiyorsan sen değiş" demek değil.  karşındakine yüklenmeden, "kendinde olan aksaklıkları bir gözden geçir ve ne yapılabileceğini düşün" demek... söylemesi kolay.. yapması da kolay zaman zaman...

     karşındakini suçlamaktan vazgeç. mazeret sunmak ile bahane uydurmanın farkını çok iyi öğren ve anlayışla karşıla. insanlar bir yaştan sonra düzeltilmek için değil, kendisini öyle de sevebilmeniz için sizinle birlikteler... bunu düşün, içinde iyilik taşıdıkça düzelmeyecek çok az şey vardır... karşındakini anlamak için elinden ne geliyorsa (gerçekten tüm zihnini odaklayıp düşünerek) yap... sadece düşüncende kalmasın... zamana bıraktığın şeyi ne zaman geri alabildin? düşün ve uygula, zaman kaybetme... karşındakine sonsuz anlayış göster... kaybedeceğin bir şey olmadığını göreceksin..

     anlaşmazlığa düştüğünde öfkelenme, kinlenme... bazen anlamamak değil, anladıklarını o anda düşünmek istememek doğurabilir tüm anlaşmazlığı. anlayışla karşılamaktan yorulma o güne kadar.... bazı şeyleri zamanı geldiğinde eleğinden geçirmen, her ikiniz için de huzurlu bir seçenek olabilir.

     iyi bir insan olduğunu düşünüyorsan, ne dile getir, ne yüze vur, ne de yanlış anlaşılacak cümleler içinde  bahset. karşılık görmek için yapıyorsan, hemen orada dur. bunun için değilse tüm desteğin, desteklemeye devam et. farketsen de farketmesen de, elbet karşılığını alacağın, anlaşılacağın bir zaman olacaktır.

     şimdi inatçı olman için tam zamanı. inatçı ol ve karşındakini buna inandır. hayatın daha yaşanabilir olması için ne yapmak gerektiğini söyle.. söylediğin her şeye kendini de dahil etme ama. gerçekten onun iyiliğini iste ve zamanı geldiğinde kendinin de dahil ya da hariç olabileceğini hep düşün...

     içinde bunu hep taşı... devran, gün geldiğinde elbet döner...
     umudun kendisi, umuda dair her şeyden daha güzeldir...

     şimdi ben tam bu zaman dilimindeyim...
     karmaşık, sevgi dolu ve kendini baskılayan...


hasarsız kul olmaz, hasarlı sev beni


 değiştirmek için çaba gösterdiğimiz ama buna zamanımızın yetmediği bir gerçeklik, bahanelerden çok öteye gidemiyor. sana göre türlü uğraşıların iyi bir sonuç alamadığın neticesi, bir başkasına göre uzun bir manasız bahane gibi durabiliyor. çünkü ortada tek bir kesin sonuç var. elde bir şey olmadığı.

100 kişiye sorduk 1 popüler cevabı aldık. "Nasip- Kısmet". işimizin bunlara kaldığı bir dünyada, mücadeleler zor ve çetrefilli.



senin de dediğin gibi;
"sevgi belki her şeye cevap değil ama canımızı sıkan şeyleri çözmemize yardımcı olacak bir güven ortamı yarattığı kesin"...

kandığımız yerden devam edebiliriz

    umudumuzu bir yerlere koyduk, yeşerip büyümesini bekliyoruz... bunun bir zamanı yok, bunun bir çözümü yok. bir sihirli değneğin dokunacağı da yok zaten. kendimizi kandırmayı da bıraktıysak, şimdi hayatlarımıza kandığımız yerden devam edebiliriz...

madem iyi kalpli pollyanna'larız hepimiz, iyilikler istemek sonsuz özgürlüğümüz olmalı. gerçekleşmese bile, yakınlaşmasa bile tüm istek ve arzularımız, içimizden iyilikler dilemek bizi biraz daha ayakta tutar belki. bir süre daha en azından...



hep dediğimiz gibi;
keşke şartlar daha başka, hisler daha farklı olsaydı.

şimdi;
Dışarısı ışıklı ve kalabalık. Burası, bu ev, bu oda, bu koltuk… benim hiç bilmediğim, gece sana kelepir, bana müzikli ve görüntülü.. şimdi ben bi' yere bakacağım, sen bi' yerden bana…


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...