hayaller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayaller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

döngü

geride bırakmak zorunda olduklarımız var. her ne kadar, vazgeçemeyiz desek de, dünyanın döngüsü böyle. sonu nereye varacak bilemediğimiz bu evren gibi,
hiç bir şey sonsuz değil. sonu var, bilinmezi de olduğu gibi her şeye hazırlıklı olmamız gerekliliği var.

içinden çıkmaya çalışmamız gereken hallerimiz de var ama, şapşikliğin alemi yok. şimdi nasılsan, sonra da öyle olursun sanrısıyla yaşanmayacağını bile bile kendine kıza kıza belki biraz, aklı selim düşünmeye ihtiyacımız var.

yokluğunda çok arayacağımıza şimdiden inandığımız insanları, bir daha göremeyecekmişiz gibi değil de, nasıl desem; varlığının size olan güzel etkisini hissetmeye ihtiyaçları var.




bu hayat senin...

sevgili ruh eşim...

bu senin hayatın. benden bağımsız, aslında herkesten bağımsız sadece senin avucunda şekillenecek bir hayat. 

sevdiğin şeyleri yap, kesintisiz yap. ileride dönüp baktığında içinde ukde kalan tek bir şey olmasın. sırf kıralacak diye hayatından insanları çıkarmamayı seçme. herkes gidiyor ve yalnızlığımızla biz kalıyoruz.

bol bol kitap oku. hayatını bir güney amerika’da düşle, bir magmanın en sıcağında hayal et. aynı anda her yerde olabilecek kadar dolu ol, bir anda evine, yatağına dönebilecek kadar arınmayı da bil.


sevdiğin, istediğin, mutlu olduğun şeyleri yaptığında, yüzüne başka bir sen gelecek ve insanlar bu enerjini farkedecekler. kendini iyi hissettiren şeyler yaptıkça, iyi şeyleri de kendine çekeceksin. güzel ve mutlu şeyler sıraya girmiş seni bekliyor olacaklar.

ince detaylara takılmayı bırak. bunlar odaklanamamayı sağlar. bir çok güzelliği kaçırırsın ve geri dönmesi de kolay olmaz.

hayat çok basit...

yaşa… doyasıya, dolu dolu, güzel anılar biriktirerek, güzel aşklar yaşayarak geçir hayatını. sevdiklerine sıkıca sarıl, çok sevdiğini söyle onlara. yarın olmayı istemediğin bir yerde, onlar seni duymuyorken onları sevdiğini söylemenin bir anlamı olmayacak. sadece bu dünya var.. ötesi yok.

yeni bir yıl, yeni bir hayâl

Merhaba,
yarın muhtemelen bu uzun satırları yazamayacak kadar yorgun ve bitap düşeceğimden, şu anda nispeten(!) ayık bir kafayla yazıp, paylaşmak istediğim şeyler var...

yeni yıl beklentilerimiz, kendimizde gördüğümüz buna ayak uydurabilmelerimiz vs...

belkilerimiz, keşkelerimiz...
yeni bir başlangıç, eski defterlerin kapanması, bir yenilik, bir dirilik ve bambaşka güzel adımlarla başlanacağına dair derin duygular beslediğimiz bu yeni yıldan ne bekliyoruz?


  • para, aşk, sabır, kariyer?
    belki...
  • aklımız karışık, cebimiz sıkışık, ruhumuz daralmış ve üstümüzde yoğun baskılar hissediyoruz?
    belki...
  • aldatıldık, aldattık, hatalara düştük, neresinden döneceğimizi bilemedik, eski incitenler yüzünden, hak edilmez incitmeler yaşattık iyi kalplilere?
    belki...
  • biz hep haklıydık, kendimizi doğru ifade edemedik, yanlış anlaşıldık, haklıyken haksızı oynadık?
    belki?
  • suçsuz olduğumuzu bile bile, kaybetmemek, ânı yumuşatabilmek için özür dileyen taraf olduk?
    belki...
  • elimizden gelenin en iyisini yapıp, daha iyisi için uğraştık, elimizden gelen yetemedi henüz?
    belki...
  • eski defterleri kapatmanın en güzel yolu, onu bir kere ve sonuna kadar açıp iyice okumak. bunu yap(a)mayıp, küçük küçük ayraçlar koyduk satırbaşları arasına?
    belki...
  • hepimizin bir altın bileziği var.. yeteneklerimizi göz ardı edip, erteleme hastalığına düştük. erteledikçe üşendik, üşendikçe geçiştirdik, sonunu getiremedik üşendiğimiz güzelliklerin?
    belki...
  • her iyi niyetin arkasında bir çıkar aradık. her yaptığımız iyi niyet gösterisinde "yanlış anlama" demek zorunda kaldık ister istemez?
    belki...
  • bir yaş daha aldık... buna "lanet olsun" dedik... yapacaklarımız yapamayacaklarımız listesine bir adım daha yaklaştı...
    belki...

şimdi bu dakikalar, yeni bir başlangıçla;
/42 adımda Bi'şey Yapmalı Listesi/
  • yaptığın herşeyin en iyisini, en güzelini yapmaya çalışmakla ne kaybedeceğini düşün. ertelediğin her fikir, geliştireceğin ama bir yerlerde yarı taslak halinde bıraktığın projelerin daha ne kadar saklı kalacağını, bunun kimin, ne işine yarayacağını düşün... düşünmek güzel ama yapmadıklarına nasıl hayat veririm önce onu düşün...  AKLINI KULLAN!!!

hayat bu, yaşam böyle...


kırılmaz pencerelerimiz ardında, bize gülenleri incitmişizdir belki bir zamanlar farkına varamayarak...

beklediklerimiz bizden çok uzak, bekleyenlere de bir hayli mesafeli olduk belki bu yüzden...

hayat bu, yaşam böyle...
tarifi var... telafisi yok...

içimiz paramparça kaldığında, bunun sorumlusu bir başka yüzken, sanki bizmişiz gibi tek suçlusu, kendimizi ziyan ederiz hep... 

öyle olmasa, tüm hayal kırıklıkları bir gecelik uykuyla geçiverse keşke... o zaman daha bir insancıl, içimiz daha bir sıcak kalır mukakkak...

murphy ne demiş? ya da başkaları….

hayatın bir mavi ekranı var… güzellikler içindeki, çiçekli böcekli maviliklerden değil bu ancak... yeşili az biraz eksik görünenlerden… yaşamı bir windows gibi ele alınca anlaşılan, çeşitli kitlenmelerde hissettiğin dumurların en doğru açıklaması olan bir "sıçtın mavisi" bu…

budur konumuz...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...