aşık olmayın. ölürsünüz!


Olsun istersin...

Hatta yapılması gerekenden daha fazlasını, olsun diye bir şeyler, daha da fazla üstelersin...

Aşktır; ödün verir, değer verir, hepsinden öte sonsuz bir saygı gösterir, olmayacak her ne varsa bir araya getirmeye çalışır, bir günü daha mutlu bitirmeye gayret edersin. Gelecek tüm huzurlu günlerin cefasını bir çırpıda çekmeye kendini hazır hisseder bunu göğüsleyebileceğini bilirsin.

Dosttur; tüm dertlerini sırtlayıp, geçmişten gelen her ne sıkıntısı varsa, dinlemeye, bitirmeye çalışır, rahat bir günü yüzüne yansıtmak için canını dişine takarsın... Çünkü O’nun keyifsizliği, senin mutsuzluğundur... Bilirsin.

Hayattır; çekilen ne tasa varsa, elbet bu zamanların çok daha ferahı, güzeli, tazesi yine beraber yaşanacak bilirsin ve “tüm yaşadıklarına, yaşayamadıklarına, üzüntüne, derdine rağmen, doğru kişinin hep “O” olduğuna inanırsın"... Bu hiç değişmez. 

Candır; yaşanan tüm saçmalıklara, garipliklere rağmen, bunların da geçeceğini, yanlış ve hissiz zamanların bizi ne çok yoracağını ama bitiremeyeceğini bilirsin.. inanmak istersin.

Mutluluktur; hayatındaki tüm güzel adımları, başlangıçları, keyifleri, sohbetleri bir başkasıyla değil sadece O’nunla paylaşmak istersin. Bunun verdiği sonsuz hazzı bilirsin...Yine de tüm bu zorluklar "ne içindeki hisleri değiştirir, ne de başka hayaller kurdurur." Sadakatli olmayı seversin sevdiğine...

Daha sonra, ne olduğuna, dahasında da neler olabileceğine bakarsın. Durur düşünür ve “bugünlük alttan alabilirim ne var ki” dersin. Çünkü kaybetmenin hızı, kazanmanın yavaşlığında göz açıp kapayıncaya kadar geçer, bilirsin. Zor bulduğumuzu, kolay kaybetmek bize göre değil ne de olsa.

Olmuş olan herşeye “neden” diye sormak yerine, henüz olmamış güzel şeylere “neden olmasın” demeyi seçersin. Bunlara ihtiyacımız var ve O’nun da buna inanmasını istersin. 

Kaybedecek bir şeyin yok, sessiz kalmaya tahammül edeceğin bir evin yok ve sert bir kahvenin tüm aromasını içine çektiğinde bu güzelliğin hatırlattıklarına tahammülün yoksa durma!!!

Emin ol!  Kaybedeceklerin, kaybettiklerinden daha elim ve daha sarsıcı olabilir.

Olmuyorsa zorla..
Bitiyorsa tut..
Durmuyorsa engelle.

Gurur yapmayacağın çok az şey vardır. bu da onlardan biri işte.

ve yine
Olsun istersin..
...

Ona olan en uzak yerin, başı ağrıdığında “biraz uzanayım, sonra hemen gelirim” dediği turuncu koltuğumuz olmasını istersin...

---

Bazen senin evin benim sıcak mabedimdi ve o ev sıcak kalmazsa ben kendi evimde seninle üşürdüm.

Tüm bunlara ne ben anlam verebildim, ne de yüzleşebildiğim gerçeklerin altından kalkacağıma olan inancım değişti... Tek değişen, bu uzaklığın ve soğukluğun, akıl karmaşasının getirdiği buhranlar ve bitmeyen tekerrürleri oldu...

Zaten.
"Aşk dediğimiz ya vahim bir yanlış anlaşılma ya da kötü bir hayal kurma tarzı..."

Gerçekten.
"aşık olmayın, ölürsünüz..."

Home by Michael Bublé on Grooveshark

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...