düğüm

zor bir kararı almanın eşiğinde , yapılacak şeyleri danışacak kimseleri yanıbaşınında bulamamanın telaşıyla, yüze göze bulaştırılan ani fikirler kalabalığında bulursun kendini...

bencillikten yana epey bir yol katetmiş bir başkası senin beynini okuyamayacağı için, sorarsın ve yine kendi bildiğini okursun... manası var mı o zaman zihin yorup da aynı şeyleri tekerrür etmenin... biri seni bir yerlere bağladıysa ve düğümün ucunu da senin eline verdiyse , bahanen bağlı olmak mı, cesaretsizliğinden söküp atamamak mı kördüğümünü?

kimse seni tutup getirmedi bu bahçeye... "bak yeşilikler seni sever, sen de zamanla onlara alışırsın" demedi... gitmek neden bu kadar zor öyleyse?... gözü karalığı insan bir kere mi kullanabiliyor hayatında? başka bir joker hakkı yokmu?

dahasını cebinden çıkarıp devam etse... kendine hoşluk katsa... mutlu olsa, aynaya baktığında her seferinde daha bir güzel vursa yüzünü yüzüne...belki kırılır, kırılması gerekenler...

şimdi... "ben sana demiştim"ler içinde zihnimi arı tutmam lazım... eğer sırtımı donup gece yatağımı kendim ısıtıyorsam, kendi ipime kendim tutunmam lazım kuyumdan çıkarken...

bitti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...