uzak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uzak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

imza: bir dost


seni gücümün yettiği yere kadar sırtımda taşıyabilirim dostum... sen benim tüm eski anılarımdaki o eksik yap-boz'un en önemli parçasısın...

hayatımın en iyi sohbetlerini yaptığım, en sıkıntılı anlarımı paylaştığım, en kederli şarkılarda beraber anlam arayıp, kahkahalarınla kaçan tüm keyifimi yeniden toparladığım seni deli bozuğum...

şimdi tadın yok biliyorum. hiç bir şey için... kendine güven... her şey çok güzel olacak ve yeniden, tüm içtenliğinle, en şen kahkahalarını masamda yuvarlayacaksın... buna hazır ol, emin ol...

olur da, görürsen bu satırları bir ara,
seni ne çok özlediğimi, ne çok sevdiğimi bilmeni isterim...


gün aşırı değişken



dün zordu mesela,
bugün daha kolay gibi...
yarını düşünmedim henüz...

"birisinin bir diğeri yerine geçemedikçe, anlayamayacağı bir dönemeç" bunun uzun adı...

"merhaba!!!" bu sert keskin virajlar,
"merhaba!!!" bu derin sessizlikler...






hızlandırılmış sevgi sunağı


kaybettiklerimin değerini onlardan henüz yoksun değilken de gayet iyi (ve fazlasıyla) biliyordum... 

en fazla "bir kez daha, bir kez daha" diye diye sarılıp sevdiğimi söyleyecek bolca vaktim olmadı belki kabul... zaten, bir kayıp ihtimali öncesi haricinde, ne zaman güzel sözlerle birini sarıp sarmaladığımı da hatırlayamıyorum...

bu, hep düşünüp de cevabını veremediğim yegane sorulardan... kimi babaların çocuklarını uyurken sevmesi gibi garip gelen bir duruma benzer bir şey sanırım... çekingenlik hep içimize işle(til)miş bir şey...

şahane eğlencemizden, kaybettiklerimize üzülmeye bazen o kadar hızlı geçiş yapıyoruz ki, gülümsememiz de yarım kalıyor, hüznümüz de... 


 kimi şeyler için, elimizden daha da fazlası gelebilse keşke...


Breathe Me by Sia on Grooveshark  

foto/elif sanem karakoç
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...