Kendimi hangisine alıştırmalıyım bilmiyorum ama böyle listeler bazen aynada kendimi görmemi sağlıyor. İkisinin de ucu bucağı yok elbet..
Aslında bunlar hep can sıkıntısı a dostlar..
Mutsuzluk Listem
- Okumaya zorlanacak kadar uzağında durduğum yazılarla yaşamak. (gözler gitti gidiyor)
- Tek izin günümün pazar olması, örneğin cuma'dan atlayıp istanbul'a gidememek. Hele bir de öğlenin bir vakti uyanıyorsam günü yaşayamadan bitirmek.
- Yapmam gereken işlerin, yapılamamasını sağlayan yavaş internet ve verimi daha da düşüren windows'un herhangi bir sürümü. (çalışmanın en güzel yerinde mavi ekrana bağlayan photoshop'a sevgiler)
- Bir pazar kahvaltısını daha yalnız yapacağımı bilmek.
- Ayda en az 4 kitap diye yola çıkıp da, sayının git gide düşmesi ve okumak için yeterli zamanı bulamamak.
- Üzerinde çalıştığım projenin sahibinin (müzik ya da web-grafik ile ilgili) "bitti mi, bitiyor mu, nasıl oldu, çıktı mı bişeyler, var mı bir gelişme, olduğu kadarıyla bakalım" gibi sonsuz tacizleri.
- Annem ve babamla son 10 senedir yeterince zaman geçirememem, koca bir yılın 15 gününü yetirememek.
- Yeğenlerimin büyüyüşüne şahit olamamak. Bebek halleriyle oyun oynayamamak.
- Hep birilerinden mütemadiyen uzakta olmak.
- Banyoda kayıp düştüğümde, ya bu kez toparlayamazsam diye düşünmek. (daha önceden toparlamışlığım var)
- Uyandığımda evde kalan misafirin, odasını darmadağın bıraktığını görmek.
- Sigarayı bırakamayan sevdiklerim ve bırakanların da dayanamayıp yeniden başlaması.
- French press'le halen kahve yapmayı becerememek, üst baş batırmak.
- Yıl olmuş 2014 . Halen ayrılamayan "de"ler, "da"lar, bizi üzen "herkez"ler..
- Gönderdiğim mektubun 28 gündür ankara'dan istanbul'a varmadığını öğrenmek. (Postane görevlisinin "mektup bu , kağıt neticede kaybolur, uçar, kargoyla aps ile gönderseydiniz" diyerek olayı sıradanlaştırması. Dolayısıyle yazılan mektubun kim bilir nerelerde olması. )
Mutluluk Listem