işverenin beklentisi cyborg işçiler mi?


Eylemleri, grevleri, zorlukları, hepsini sindiriyoruz. Bağışıklığımız yüksek, tüm dayanılmaz hak çalımlarına. Alışmışız, “koyver g…..ne gitsin” dedikçe de, ne hale geldiğimizi başkalarından dinliyoruz… Kendi halimizin farkına yıllar sonra vardığımızda da, “cidden geç olmuş, bir şeyleri oturup tartışmak için” diyeceğiz büyük olasılıkla…

— “bu kez farklı olacak ama! vuru’cam masasına yumruğumu , diy’cem bir bir laflarımı” deyip, gecesinde de;
—“yaa, bu sefer  konuşmanın seyri başka bir tarafa kaydı, lafı açılmadı mevzuların. ee biz de arkadaşlarla hiç girmedik o muhabbete“  klişesiyle geri adım attığımızı cümle aleme göstermiş olu’caz…
Aleyhimizde herhangi bir şeye “hayır” diyemeyip,  hemen susturulacağımızı bildiğimizden ya da ertesi gün iş yerinde, atar yaptık diye bir gece evvel, ayıplanma olasılığımızdaki tedirginlikten, “iyisi mi hiç ben açmayayım lafını” diyeceğiz…
Yine cebelleştiğimiz üç kuruşa beş köfte alma çabamız olacak… Yine yetmeyecek, yine bi şeyler eksik kalacak… Aldığımız, hakkettiğimiz, istediğimizse uzak mutlu hayaller olacak… Birilerine hizmet ederken, şişsin diye cepleri, hayatımızı orada, o dört duvar arasında bir hiç uğruna harcadığımızı geç farketmiş olacağız. İçimizden binlerce küfür sayıp, karşısına dikilince sus pus olacağız, hayatı bize bağlı koca yağlı big boss!’ların ….
Ama böyle alışmışız… Böylesine de müptelası olmuşuz  ”yapacaktımlı, edecektimlii, tamam biraz daha bekleyelimli” diyalogların… Başkalarına kızıp, kendimizden hırsını alırcasına kazık kakacağız fermuarı çekip ağzımıza,  işe güce devam etmeye…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...