komşuluk çelişkisi

alt komşumun oğlunun hayatta en çok sevdiği varlığın(!) gülben ergen olması dolayısıyla (ailesinin yanında "o annemden bile özel, o annelerin en iyisi" diyen bir çocuktan bahsediyoruz) yaşadığım şaşkınlığı bir kenara bırakırsak, aynı çocuğun (15), hayatındaki tek amacının başarılı bir tiyatrocu olmak olduğunu ve komşularına son derece saygılı ve kibarken, annesine karşı "sokak kavgasında ağıza alınmayacak sözler" söyleyen biri olmasına kulak verdiğimde, bu nasıl iş demekten alamıyorum kendimi...

banyodan istenilen havlunun hemen gelmemesinden tutun, salonun ışığının açık bırakılmasından kaynaklı kavgalara varan bit(e)meyen ve gerçek bir küfür hazinesi hissiyatı yaşatan alt komşumla yaşam mücadesi içindeyim... anne, baba ve ergen ruh ile...

bu maratonda zaman zaman anne ipi göğüslerken, baba da onlardan altta kalmıyor, oğlunu soluksuz bırakan sözleriyle tahta oturuyor. eminim ki 1 saat kadar küfürlerine maruz kalsanız cinnet geçireceğiniz bir evde çocuk ne yapsın...

evet benim de evim herkesinki gibi karbon kağıdından ve her türlü sesi(!) duymam çok olası.


üst komuşumun(43) ise kocasına(47) bir borç ödemesi için verdiği parayı, uyanık olduğu tüm saatlerde, sokak kavgasındaymışcasına bas bas bağırarak geri istemesi ve hemen yan dairedeki, bu mağdur abimizin annesi(73) olan başka bir teyzenin de, gelinine karşı bitmek bilmez isyanlar içinde olması ile içinden çıkılmaz bir kaosa merhaba diyorum. kimi zaman bu sesler uyuyana kabus olarak geri dönerken, zaman zaman da en güzel pazarların tatlı şirin kabağı(!) oluveriyorlar.

aynı teyzemiz ağır işitmesi sebebiyle ses kıstırtan bir ses düzeyinde konuşmanıza mecburiyet sağlarken bir yandan da eve gelen, akraba arkadaş farketmeksizin her bayanı eski nişanlım sanıyor (yalnız başıma ev kiralayabilmek için nişanlı olduğumu bir kaç ay sonra da ayrıldığımızı söylemiştim vaktiyle.2 sene oldu :))



giriş katında oturan telekızlar'ın patronları(!) da zaman zaman hadise çıkarsalar da, onlar nispeten sakin diğer bu geniş ailelere göre...

hemen yanıbaşımdaki apartmanın alt katındaki Behzat Ç. 'nin meyhane sahnelerinin de çekildiği sokakbaşı meyhane'de ise, hiç de öyle sakin melankolik durumlar yok. yine bilindik kavgalar, dövüşler gırla gidiyor. efelik taslayanlara sol kroşeler, zaman zaman yerini bir tahta masanın kenarına, bir  sandalyenin kolçağına bırakıyor ... hesaplar bir şekilde(!) ödeniyor..

hele bir de arka sokakta "sen benim mahallemde nasıl mal satarsın"a yönelik "sana ne y...raam sana mı sorucam" şeklindeki kaba çıkışlar yok mu? hoş değil, şık değil..

evim çift camlı, süper yalıtımlı olmadığı için, her aktiviteyi sıcağı sıcağına evimde hissediyor olmam ne büyük şans yareppi!

böylesine huzur dolu bir ankara esat 4 yol etkinliklerinde daha görüşmek üzere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...